Seramiğe Hayat Veren Antalyalı Girişimci

Cumhuriyet'in 102. Yılında Antalya Körfezi'nde Özel Yarış

İçeriği Görüntüle

Seramiğe ilk kez sadece “denemek” için dokunan Funda Yıldız, evinde küçük bir alanda kendi fincanını yapmak isterken hayatının yönünü değiştirecek bir yolculuğa çıktığını bilmiyordu. İlk yaptığı fincanı eline aldığında üretmenin kendisine ne kadar iyi geldiğini fark eden Yıldız, zamanla bu sürecin yaşamının merkezine yerleştiğini söyledi. Atölyesinde, Nof Seramik markasıyla el yapımı kahve fincanları üreten ve sosyal medyada geniş bir kitleye ulaşan bir sanatçı, üretimine devam ediyor.

Seramikle bağının tamamen merakla başladığını anlatan Yıldız, üretim sürecindeki sakinliğin ve ortaya çıkan sonucu görmenin kendisini derinden etkilediğini ifade etti. Ürettiği fincanların beğenilmesi ve aldığı olumlu geri dönüşlerle, bu alanda ilerleme kararını pekiştirdiğini belirten ve e-ticaret üzerinden satış yapan Yıldız, markasını her geçen gün daha da büyütmeyi hedeflediğini söyledi.

AİLE BAĞINDAN DOĞAN MARKA
Nof Seramik markasının emeğiyle ürettiği kahve fincanlarını tek bir çatı altında toplama isteğiyle ortaya çıktığının altını çizen Yıldız, Ürünlerin ilgi görmesiyle birlikte bu süreci bir markaya dönüştürme kararı alan Yıldız, markanın ismine de özel bir anlam yükleyerek, "Nof” kelimesi; kızımın, hayat arkadaşımın ve adımın baş harflerinden oluşuyor. Nof Seramik yalnızca bir üretim alanı değil, aynı zamanda ailesini ve yaşamını temsil eden duygusal bir bağ anlamı taşıyor. Markanın stilini sade, samimi ve günlük kullanıma uygun olarak gösterişten uzak ama gerçekten kullanılabilir fincanlar üretmeye odaklandık. Nof Seramik’i benzerlerinden ayıran en önemli unsurun, tamamen kullanım odaklı ve pratik tasarım anlayışı ve her parçayı tek tek aynı özenle hazırlanmasıdır" dedi



BİR FİNCANIN UZUN YOLCULUĞU
Bir kahve fincanının ortaya çıkışının sanılandan çok daha uzun ve zahmetli bir süreç olduğuna vurgu yapan Yıldız, "Üretim döküm yöntemiyle başlıyor. Hazırlanan kalıplara dökülen çamurun kuruma aşamasından sonra üst dekorlar yine elle uygulanıyor. Rötuş ve sırlama işlemlerinin ardından ikinci kez fırınlanan fincanlar, son aşamada gerçek altın detaylarla süsleniyor ve üçüncü kez fırına giriyor. Her ne kadar uzun ve sabır isteyen bir süreç olsa da, ürünün son halini görmek tüm emeğe değiyor. Üretirken en çok keyif aldığım ürünlerim ayıcıklı fincanlar; bu grupta detaylarla tek tek çalışmanın ve dekor uygulamalarının kendisine daha yaratıcı bir alan sunuyor. Teknik anlamda ise sırlama aşaması beni en çok zorlayan bölüm. Özellikle fırçayla sır sürmek daha fazla dikkat ve sabır gerektiriyor" diye konuştu.



EL EMEĞİNE ARTAN İLGİ BİZİ MOTİVE EDİYOR
Son yıllarda el yapımı ve özgün ürünlere olan ilginin artmasını çok değerli bulduğunu belirten Funda Yıldız, insanların artık hikâyesi olan, kişisel ürünlere yöneldiğini ifade ederek, "Bu ilginin küçük üreticiler için büyük bir motivasyon kaynağı. Atölyemi kurma süreci zamanla gelişiyor. Evimin küçük bir alanında başladığı bu yolculukta en büyük zorluk çalışma alanı yaratmak. Üretim arttıkça ekipman ve fırın düzeninin de oturdu. Sosyal medyanın marka bilinirliğinde önemli bir rol oynuyor" diyerek sözlerini tamamladı.