Kırmızı-beyaz ruhun bu şehirde daha da çok yaşatılması gerektiğini düşünenlerdenim. Gelen turist, Antalyaspor forması almadan ülkesine dönmemeli.

BİR GÜN DEĞİL HER GÜN SİNERJİ

Zaman buldukça kentin merkezinde yürümek isterim. Antalya’yı koklamak, şehrin içinde yaşayan tarihe dokunmak, bir nefes almak isterim. 

Antalya öyle bir tarihe ev sahipliği yapıyor ki; tarihi yaşarken, kentin değerlerini de içinizde hissediyorsunuz. Evet bu kentin Üçkapıları, Yivli Minaresi var……. 

Eeee, hiç mi spor takımı yok? 

Turist gözüyle gezerken, Antalyaspor’un A’sına rastlamak mümkün değil. Bir dönem şehrin tüm sokakları Antalyaspor bayraklarıyla donatılmış, kent esnafı gezilerek bayraklar dağıtılmıştı. Sokakta, caddede her yerde Antalyaspor vardı.

Kırmızı-beyaz ruhun bu şehirde daha da çok yaşatılması gerektiğini düşünenlerdenim. Gelen turist, Antalyaspor forması almadan ülkesine dönmemeli. Stadımız var, Akrebimiz var, çeşit çeşit formamız, store mağazamız var ama İNANIN RUHUMUZ YOK!

Her yerde Antalyaspor marşlarını duymak, maç günü restoranlarda, kafelerde yalnızca Antalyaspor’un maçını izleyecek kadar fanatik bir toplumla yaşamak isterdim. 

Kaleiçi esnafının tezgâhında bir tane Antalyaspor atkısı, şapkası görmek isterdim. Turist belki anı olarak bu atkıyı alıp şehrine götürecek, Antalya’nın tanıtımına bir katkı da oradan gelecek….

Bu takım, dünya yıldızlarını ağırladı, muhteşem tesisiyle daha birçok dünya starını da ağırlamaya hazırlanıyor. Ama önce bu değeri bilmeli ve şehirde yaşatmalı ki kentimizin takımı da bu değerden nasibini alsın. 

Bizler çocuklarımızı önce Antalyasporlusun diye büyütüyoruz. Önce ekmeğini yediğin, suyuğunu içtiğin şehrin takımını tutmalısın ki nesiller de sahip çıksın. Tabi burada kulübe de düşen görevler var. Daha çok okul ziyareti yaparak takımla çocukları bir araya getirerek sempati kazanmak. Futbolcuların, teknik heyetin, takım yöneticilerinin de daha çok adım atması ve şehirle bütünleşecek organizasyonlarda yer alması gerektiği inancındayım.

Tabi unutmadan basın da önemli bir faktör….. Ne kadar iletişim, o kadar sempati. 
İletişim demişken; ana maddenin de bu olduğunu belirtmek isterim. Kulübün kapıları ne kadar açıksa; o kadar kentin kalbindesin. 

Gelelim 1966 yılından bu yana köklü bir geçmişe sahip olan Antalyasporumuzun bu haftaki Akdeniz derbisi galibiyetine. Şehirde konuşmalar, kulüp içi ekonomik zorluklarla ilgili duyumlar derken pek de iyi günler geçirmeyen şehrimizin takımı, Akdeniz derbisini 3-1 alarak rahat bir nefes aldı. Önünde zorlu bir fikstür olan takımımızın taraftarlarımızın da desteğiyle daha çok desteklenmesi gerekiyor. 

Unutmayalım maç günü yaratılan sinerjinin, takımımıza ne kadar moral ve motivasyon sağladığını söylememe gerek bile yok. 

Kısacası; yalnızca maç günü değil her gün Antalyaspor için bir sinerji yaratmalıyız. Turizmin başkenti Antalya’nın takımı, birçok turistin merak edip ziyaret etmek istediği bir lokasyon haline getirmeliyiz.